14 Şubat 2010 Pazar

Çentik Tekelinci sayı

Çıktısını alıp pencere kenarında kahvesi ya da çayıyla okumak ya da bilgisayarından ayrılmadan ekran başında kalmak isteyenler için Çentik'in Tekelinci sayısı çıktı.

Çentik kış 2009 sayısı sesini "2009 'O kadar heveslenmeyin bakalım!' uyarısıyla başladı. Bakalım, 2009 sonunda göreceğiz. Hevesimiz nerelere varacak..." diye duyuruyordu. Bir yıl sonra ise tekelinci sayı çıkarken çentikçi şöyle bir not düşmüş:

"Hayat şu günlerde dışarıya, sokağa, insanların arasına çağırırken, binlerce insan sıfır noktasını görüp toplumsal uzlaşıyı yırtıp atmaya yeltenmişken neden yazdıklarımı bir araya getirmekle uğraştım? Sanırım bir hediye vermek istedim hayata. Bir çentik atmak istedim. Sıfır noktasını görüp uzlaşıyı yırtan insanlara, sevdiklerime, Sedef’e, Deniz’e, kendime bir hediye vermek istedim, bir çentik attım. Yapmasam... İçim içime sığmazdı. Huzursuz dolanır dururdum, söylenirdim gündüzler ve geceler boyunca. Sayıklardım."

Peki, bu hediyenin içinde neler var? Cogitosuz ergo sum, Atay’dan Descartes’e bir kısa devre yapıyor: Düşünüyorum öyleyse varım da düşünmüyorsam ve yine de varsam? Örgütlü yalan kuşak olamamış bir neslin özgünlükleri üzerinden yazıp çizme uğraşısının akçeli işlere koşulmasına bakıyor. Özgürleştiren müzik bulundu ama toplumla uyuşma, anlaşma durumunda müzik ne özerk ne de özgürdür. Efendisinin azad ettiği köle asla özgür değildir, yalnızca azatlıdır. Özgürlük için anlaşmanın iptali gerekir. Bu durumda Müzik kimin müziği? Kentli yeni kuşaklara Bandista’dan bir hatırlatma, yeniden kurma, sıfırlama: Hikâye senin hikâyen, müzik de senin müziğin! Yıkım zamanı ile ise ne dünya yıkılıyor ne de virane gariban evler. Bu yıkım bir başka: Althusser gelip teftiş ediyor, Zizek yarıp dikiyor. Müzikte açılım dönemi'nde, toz duman arasında bir topaç var. Bozkırın tezenesi ile sürgün bir dengbej birbirine dolanmış fırıl fırıl dönüyor. Kardeşlik ne yana düşer! Habil kim, Kabil kim, baba nerede? Hep ıskalamak olabilir, ne de olsa hayatın kuralıdır ıskalamak. Ama her seferinde de ıskalamazsınız. Tutturduğunuz da olur. Çalışmayan saat misali, bir günde en az iki kez.
Ayrıca Ara Güler, Iggy Pop, Deniz Arık Binbay, Camille, Robert Wyatt, Kırıka, Marissa Nadler, Pj Harvey, Erik Truffaz, Roberto Fonseca, Eddie Wedder, Beirut, Slavoj Zizek, Hasan Ali Toptaş, Ursula K. Le Guin, Hira Doğrul da çentikleyenler arasında yer almışlar. Sağolsunlar...

chentik.blogspot ise boş durmuyor ve yayına devam ediyor. Kör noktaları aydınlatacak bol ışıklı dostlardan bahsediyor. Romanların vitrinden raflara geçiş öyküsüne dönüp bakıyor. Sağ üst köşedeki müzik kutusunda ise bu aralar Vic Chesnutt sağlıkta dönüşüme sevgilerini iletiyor: You Are Never Alone.

İyi okumalar, dinlemeler.

Bir sonraki çentik'e kadar tekelce kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder