10 Nisan 2010 Cumartesi

Thievery Corporation: Radyomuz Misilleme Amaçlıdır

İnternet ve mp3 indirme furyası, endüstrinin müzik üretimine dayattığı risklerin büyük bir kısmını ortadan kaldırdı. Bu özgürlük dünya müziği olarak adlandırılan müzikler için de yayılma olanaklarının artmasını sağladı. Böylece kökenini Amerika’dan ya da Avrupa’dan almayan sesler sıradışı yapımlarda işlenebilmeye başladı.



Thievery Corporation, Rob Garza ve Eric Hilton’dan oluşan bu aşırma ortaklığı popülerliğini ikilinin kıvrak ritimler, dans pistine çağıran ezgiler ile dünya müziği yelpazesinden kopardıkları parçacıkları ustaca birleştirmelerine borçlu. İnternetin sağladığı olanakları kullanarak mali kaygı olmadan sesleri keyiflerine göre işleyebilme döneminin başında (1990ların sonu ve 2000lerin başı) ortaya çıkan ikili dans müziğinde yeni bir sayfa açmıştı. O güne kadar hiç kimse dans müziği denen avare tınıları Latin Amerika, Afrika ya da diğer coğrafyaların ritimleriyle birleştirerek yeni bir alaşım elde etmeyi ya denememişti ya da bu hırsızlık şebekesi gibi işin altından kalkamamıştı. Çıkardıkları hemen her albüm dansedilebilir müziğin sınırlarını genişletti.

İkilinin müziği, ilham aldıkları geniş müzikal yelpaze gibi çok kökenli bir siyasal arkaplana sahip. Yayınladıkları albümler her ne kadar dans müziğine getirdikleri yeniliklerle önplana çıkmış olsa da grubun bu yenilikçi tarzının altında hep politik bir öfke, hayal kırıklığı ve yabancılaşma akıp gidiyor. Örneğin 2005 albümleri (Cosmic Game) "Gelin, burada işe kimin düşman olduğunu saptayarak başlayalım!" ya da "Dünya cayır cayır yanarken kötülük nasıl olur da sırıtabilir?” dedikten sonra “Çözüm Devrim” diyordu. Yani politik çağrı ve sorgulama ikilinin albümlerinde kendine mutlaka bir yer buluyordu. Ancak ikilinin 2008 tarihli beşinci albümü olan Radio Retaliation (Misilleme Radyosu), şarkıları, konukları, albüm kapağı ve mesajlarıyla baştan sona siyasal bir propaganda olarak planlanmış bir çalışma.

Her albümlerine farklı sesleri konuk eden ve onlarla birlikte çalışan ikili bu albümlerinde de aynısını yapmışlar. Albümün konukları arasında Seu Jorge, Anoushka Shankar ve Femi Kuti yer alıyor. Asya ve Afrika’nın seslerinin temsilcisi olarak. Ama temsil düzeyinde kalan birer vitrin süsü olarak değil. Örneğin kendi albümlerinde de kör göze parmak şeklinde sömürülen, esaret altına alınan kara Afrika’nın durumuna isyan çağrıları yapan Femi Kuti ‘Vampires’ diye kan emicilere öfkesini gönderiyor. Diğer isimler de grubun dünyanın farklı seslerinde buldukları başkaldırı yankılarını temsil ediyor.

Misilleme Radyosu'nu politik müzik açısından önemli kılan ise ikilinin onca yıldan sonra dünyanın farklı yerlerinden sesleri politik bir rotada birleştirmiş olmaları. Müzikal sınırları genişletmek anlamında önceki albümleri kadar yenilikçi olamamasına rağmen sözlerinden konuklarına, kapağından iç tasarımına kadar politize bir albüme imza atmalarını Rob Garza şöyle izah ediyor: “Radio Retaliation açık ve net olarak çok daha belirgin bir siyasi beyanat. Bu noktada, yani adil yargılanma askıya alınmışken, taşerona verilmiş işkence varken, petrol, gıda ve saldırganlık için kanunsuz savaşlar ile ekonomik kriz varken isyan etmemek için hiç bir mazeret bulunmamaktadır. Yani etrafınızdaki dünya yanıyorken gözlerinizi kapatmak ve uyumak zor. Bir sanatçıysanız, günümüz sesinizi yükseltmenin en çok gerektiği zamandır.

İkili dile getirdikleri bu haklı nedenler üzerinden Radio Retallation’da kendilerini "küresel karamsarlık kuşağının mutlak temsilcisi” olarak tanımlıyorlar. Karamsarlığı seçmelerinin nedeni ise binlerce insanla birlikte katıldıkları onca savaş karşıtı, Bush karşıtı etkinlik, konser ve eylemden sonra Irak işgalinin gerçekleşmiş olması, durdurulamamış olması.

Ama kendilerinin karamsarlığa düştüğünü düşünmek yanlış olur. Malum, burjuva siyaseti belli bir düstur içinde, belirli ritüellerle birlikte yerine getirilir. Göz boyama ve şatafat olmazsa olmazdır. Thievery Corporation ise sola tapulu olan siyasal haşarılığı albümle eş zamanlı olarak Amerika’nın en büyük bankasına ait gökdelenin önünde sergilemişti. Önce son albümlerinde yer alan Vampirler şarkısını hoparlörlerden bangır bangır çalmışlardı ve sonra da etraflarına toplanan kalabalığa IMF karşıtı bir konuşma yapmışlardı. Karamsarlığa inat, müziğe sonuna kadar yüklendikleri gibi.

Müziğe siyasal yüklenmeleri zaten albüm kapaklarında dahi bulunmaktadır ikilinin: Albüm kapağında Meksika yerlilerinin direniş örgütü olan EZLN’nin altkomutanı Marcos’un portresi yer almaktadır.

soL Portal, 10.04.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder