
Erdoğan’ı değil de en başta konuşmalarını hazırlayanları, danışmanlarını tebrik etmek gerekiyor. Çünkü ideolojik mücadele nedir, anahtar konumdaki konular nedir, o konular hangi noktalardan tutturulur iyi biliyorlar. Burjuva siyaseti konusunda, temsil ettikleri egemenlerin tarihsel eğilimleri ve toplumun zayıf karınları konusunda bilgili oldukları kadar örneğin müzik repertuarlarını da takip ediyorlar. Çünkü Erdoğan son 9 ay içinde iki kilit konudaki açılımlarına müzisyenleri de katıverdi.
Önce Davos açılımında caz müzisyeni ve sıkı bir İsrail karşıtı olan Gilad Atzmon’u referans gösterdi [1]. İkinci müzisyen referansını ise Kürt açılımında kullandı Erdoğan: Meclis grup toplantısında konuyla ilgili yaptığı konuşmada Kürtlerin müzisyeni Şivan Perwer ile bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’ı birbirine dolayıp bir topaç gibi ortaya salıverdi [2]. Neşet Ertaş İzmir’deki mütevazı evinden kalkıp İstanbul’a gitti, Erdoğan’la televizyona çıktı ve sazını çalmaya devam etti. Kendisi adına değil, kendi deyişiyle gerçek fakirler adına bir medet umarak. Şivan Perwer ise albümlerinin yıllarca yasaklandığı, türküleri nedeniyle üniversite öğrencilerinin yıllarca soruşturmalardan soruşturmalara sürüldüğü bir ülkede bir hafta içinde baş haber olmasına şaşırmadı ve organizatörü aracılığıyla “artık politik bir imajla değil, sanatçı kimliğiyle bilinmek istiyor” diye mesaj yolladı [3].
Ama Erdoğan’ın referansından sonra başına iş açılmasından da kurtulamadı Perwer. Birileri hem gaza hem de frene aynı anda basma gereği duymuş olmalı ki Erdoğan’ın müzik ve kültür birikimini paylaştığı çıkışından sonraki hafta Kanada’da olan Şivan Perwer, Kanada polisine silah kaçakçılığı yaptığı yönünde bir bilgiyle ihbar edildi (Erdoğan konuşmayı 11 Ağustos’ta yaptı, Perwer ise 18 Ağustos’ta Kanada polisine misafir oldu) [4]. Tesadüf odur ki Kanada’nın bir otobanında, bir cipin içinde gökdelenlerin siluetlerine doğru seyir halinde olan Perwer, Kanada polisi tarafından durdurulup üstüne silah doğrultulduğu, yere yatırılıp gözaltına alındığı sırada olay yerinde, polis pususunun kurulduğu yerin birkaç adım ötesinde kayıtta olan tek bir kamera vardı: İhlas Haber Ajansı. Açılıma ilginç bir katkı oldu!