8 Ekim 2012 Pazartesi

123

"Kemiksiz bir müzik yapıyorlar. Ispanak yemeği, bir çeşit tavuk yemeği, kocaman ağaçlar gibi bir ses, bir akış. Nasıl büyük bir müzik ve modern."


Mevsimi çoktan geçmiş olsa da fanzinlere ayrı bir düşkünlüğüm vardır. Başka yerlerde bulamayacağım şeyleri o sayfalarda, o tayfalarda bulacağımı bilirim. Köprülerin altından çok sular akmış olsa da ne zaman fotokopi bir dergi görsem hemen alırım. Pek bilinmeyen, tarihin tozlu raflarına çoktan kalkmış böylesi bir derginin adıyla söyleyecek olursam bu tür dergiler dergi değil delgidir.  İşte böyle bir delgi dergi vesile oldu 123 ile tanışmama.


Spleen İçbükeyleri'nde 123 müziğinin tarifi şu şekilde veriliyordu: "Kemiksiz bir müzik yapıyorlar. Ispanak yemeği, bir çeşit tavuk yemeği, kocaman ağaçlar gibi bir ses, bir akış. Nasıl büyük bir müzik ve modern." Hani tarife uyarsa eğer yumuşak, akıcı bir müzik yaptıklarını söyleyebilirim. Akıcı olması çeşitli biçemlere uyarlanabilmesini de sağlıyor. Bir taraftan bir tür ev içi dans müziği olabilirken bir bakıyorsunuz senfoni orkestrası için bir düzenlemesi yapılabiliyor. Bu sayede 123 çalma mekanlarını kulüplerden salonlara genişletebilirken şarkılarını yeniden işleyebiliyor. Eskişehir, İzmir ve İstanbul'da senfoni orkestralarıyla birlikte çalmışlar örneğin. Yeniden işlemenin etkisini görmek için Again iyi bir örnek.

Müzikleri bir alt motif olarak hayata, öykülere eşlik de edebiliyor: "Trenle şehir değiştiriyordun, geceleri hiç uyuyamıyordun, her haftan pazar sabahlarını bekleyerek geçiyordu, duvarlarına yapıştıracak kağıtlar arıyordun, otobüs köşelerinde uyumaya çalışıyordun, saçma sapan insanlarla anlaşmaya çalışıyordun, 123'ün sesini işittin." Çekilmemiş bir filmin müzikleri gibi şarkıları. Evler geçiyor, sokaklar boyunca binalar ve insanlar geçiyor. 

Her birini bir kitapla bütünleştirdikleri albüm tasarımları ve kendi kurdukları yapım şirketi de üzerine titredikleri müziği bütünlüyor. "Uzak bir müzik. Yoruldun. Fosforlu kalemlerle gezen şarkıları var 123'ün, tam ortalarından bir nehir geçiyor, çatı katı, dışarılarda durmaktan yorulanların müziğini yapıyorlar. Yine erkenden akşam oluyordu, çok garip kokular alıyordun. Güzel kokular alır gibi 123, pencereden göğe bakıyorlar. Şiirle tanışmamıştın, şiirle çok geç tanıştın, şiirle tanışmak için çok geç kaldın." 123, gerçekten de renkler içinde hareket etmeye benziyor. Yumuşak nefesli vokallerden koca ve vahşi zillere ya da paslı bir harmonium'un izinden kendinizi kaptırıverdiğiniz güneşli bir coğrafyaya açılıveriyorsunuz. İlhan Erşahin da cabası. 

123'ün 4 albümü bulunuyor: Aksel, Stereo Love, Arve ve bu yıl içinde yayınlanan Lara. Diğer yandan 123 elemanlarının geçmişlerinde DANdadaDAN da varmış ya hiç şaşırmadım. 

1 yorum: