Geçtiğimiz Pazartesi, yani bir kaç gün önce Gramsci’nin, İtalyan Komünist Partisi lideri Antonio Gramsci’nin ölüm yıldönümüydü. 27 Nisan 1937’de hayata veda etmişti Gramsci. Öldüğünde sadece 46 yaşındaydı ve kötüleşen sağlığı nedeniyle hapisten çok kısa süre önce, şartlı olarak çıkarılmıştı. Hayatının son 11 yılını ise çoğunluğu tek kişilik hücrede olmak üzere kötü koşullar altında içeride geçirmişti.
Tutuklanmadan önce, 1926’da ise Gramsci İtalyan Komünist Partisi Genel Sekreteri ve aynı zamanda Torino milletvekilidir. Faşist Mussolini’ye yönelik bir saldırı gerekçe gösterilerek tutuklanmıştır. Tutuklandığında karısı Giula ile çocukları Delio ve Giuliano ise Sovyetler Birliği’ndedir. Delio iki yaşındadır, Giuliano ise sadece bir kaç aylıktır.
Genç bir keman sanatçısıdır Giula Schucth ve adanmış bir komünisttir. Hem kendi ailesi hem de çocuklarıyla birlikte hayatları boyunca sosyalizme adanmış olarak kalacaklardır ve Sovyetler Birliği’nde yaşayacaklardır. Giuliano babasını hiç göremeyecektir. Delio ise büyüdüğünde Sovyet deniz kuvvetlerinde komünist bir subay olarak görev yapacaktır. Ama aile 1926’dan sonra Antonio Gramsci olmadan onun entelektüel mirasıyla bir ömür geçirecektir. Hatta torunu, küçük Antonio Gramsci dedesi ve ailesi üzerine, ancak 2000’lerde, her şeyin, tüm tarihin tozu kalktıktan sonra yazabilecektir.