Thievery Corporation - Saudade
Siyasi göndermelerle dolu iki albümden sonra bossa nova hafifliğine ve melankolisine dönüş. Belki de bir mola... Albümün ismi, saudade, Portekizce. Diğer Batı dillerine çevrilmesi ise zor, tam bir karşılığı yok. Batılı akraba dillerde içerdiği duygu yüklü anlamı karşılayacak bir kelime olmadığı için. Türkçesi ise "hasret" olarak düşünülebilir. Bir daha görülemeyecek olan, ebediyen kaybedildiği bilinen bir kişinin, bir durumun, bir dönemin ardından hissedilen elem, özlem olarak açılabilir.
farazi v Kayra - Hayalet Islığı
Rap, hip-hop bana soracak olursanız söz ve beat sanatıdır. Sağlam bir beat, dinleyeni hemen kavrayan bir altyapı ve alttaki beate uygun olarak akıp giden bir anlatı/şiir varsa işte o zaman etkileyici oluyor. Yani bir hikayeyi dinlemek gibi. Farazi v Kayra her ikisini de incelikle, hünerli bir şekilde birleştirebilen bir ikili. Söz ve beat konusunda her şarkıda yaratıcılar. Onların işlerinde Cüneyt Arkın'ın pedagojik dürüstlüğü, bir film karesi, bir söz, bir tını, bir şarkı parçası yakın zamanlı bir derde fon oluveriyor.
Oscar and the Wolf - Entity
İlk dinlediğimden bu yana kendi kendime aynı soruyu soruyorum: Nesini sevdim bu albümün (hatta albümden de öte Ancienne Belguie'de verdikleri konserin)? Sanırım melankolisini sevdim. Belçikalı hip-pop grubunu sanırım esas sürükleyen şarkıların sözünü yazan, bestelerini yapan vokalist Max Colombie. Arabeskvari elekotronik tonlar (grubun üyelerinden birisi Ozan Bozdağ bu arada ve tuşlulardan çıkan nağmeler kendisine ait muhtemelen), kaybolup gitmiş "kalpsiz" bir geçmiş, imkansız günler, rüyalar minimalist bir atmosferin içine çekiyor dinleyiciyi. Aslında Colombie'nin nağmeleri James Blake ya da Lana Del Ray çizgisinde de görülebilir. Pop, minimalist ve kırılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder