Açıkçası 2007 tarihli albümünden sonra ne yapacağını merakla bekliyordum. White Chalk (Beyaz Tebeşir) o kadar yoğun, iç acıtıcı, tek kişilik bir trajedi albümüydü ki sonrasına ne kaldığını kestiremiyordum. Albümün içinden dinmeyen ağıtlar, tutulamamış yaslar, sonu gelmeyen taziyeler çıkıyordu. Şarkılar, söylendiği uçsuz bucaksız kırları dolaşıp yaşadığım kente geliyordu ve tıkış tıkış apartmanların duvarlarına çarpıyordu bu ağıtlar, yaslar, taziyeler. Bu nedenle White Chalk'ı dinlerken bir yandan da Polly Jean Harvey'in gitarıyla, piyanosuyla, arpıyla, bonjosuyla yeni bir albümde nerelere gideceğini, nerelere varacağını ve ardına düşenleri nerelere götüreceğini merak ediyordum.
Sonra zamanı geldi çattı. Bir ay kadar önce yeni albümünü yayınladı. Kendi içine baktığı ve hırçın, asi, uslanmaz, acılı yönlerini anlattığı yıllardan sonra tıpkı kendi içine bakarkenki gibi keskin bakışlarını yaşadığı topraklara, parçası olduğu tarihe dikmiş Harvey. Dobra dobra, dolaysız, pazarlıksız ve derinden şarkılarla çıkıp gelmiş. Yeni albümü ile hem dinleyenlerini hem de ülkesini, ülkesinin her coğrafyaya en az bir kez değen yayılmacı geçmişini sallamaya, havalandırmaya karar vermiş. Bu nedenle olsa gerek albümün ismi Let England Shake! (Bırakın İngiltere sallansın) olmuş.
Devamı >>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder