Şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar, uzun yıllardır, beyinde
dopamini bloke eden ilaçlarla tedavi ediliyor. Daha doğrusu sanrı ve varsanılardan oluşan "pozitif" belirtiler (örn. sesler duymak, izlendiğini düşünmek) dopamin iletimini azaltan bu ilaçlarla tedavi ediliyor. Psikotik bozuklukların önemli bir parçası olan bilişsel bozukluklar ve negatif belirtiler (örn. içe çekilme, durgunlaşma, düşünce içeriğinde azalma) ise bu ilaçlarla pek düzeltilemiyor; ve hatta bu ilaçların etki mekanizmaları nedeniyle negatif belirtiler daha da artabiliyor, bilişsel yetiler zaman içinde daha çok bozuluyor. Bu durum ise hem hastaların hem de hasta yakınlarının antipsikotik tedavilerinden kısmen memnun olmasına ya da hiç memnun olmamasına neden oluyor. 1952'den bu yana...
Çünkü ilk antipsikotik 1952 yılında keşfedildi: klorpromazin. Hem de başka bir tıbbi durum için (anestezi) denenirken; biraz tesadüfen ve de iyi klinik gözlem ile. O tarihten bu yana da kullanıma giren tüm antipsikotikler az ya da çok dopamin blokajı yaparak tedavi sağlamaya çalışıyor. Ama şimdi şizofreni tedavisinde 70 yıl aradan sonra bir ilk yaşanıyor. Çünkü dopamin blokajı dışında etki mekanizmasına sahip olan bir ilaç [Xanomeline] tedavide kullanım için geçtiğimiz aylarda ABD'de onay aldı. Ve tarihin ironisi de denebilir: Farkı bir mekanizmaya sahip olan bu yeni ilaç da bir başka hastalık için (Alzheimer) denenirken keşfedildi.