"Düşünüyorum öyleyse varım da düşünmüyorsam ve yine varsam?"
[Dağınık bilinç • Atay’dan Descartes’e bir kısa devre]
Tamam, bireylerin öyle de olsa böyle de olsa, farkında olsalar da olmasalar da bir bilinci var. İyi de bireylerin ötesinde ve tek tek bireylerin bilinç toplamından daha farklı olan ve bu nedenle başka bir düzlemde yer alan bir toplumsal bilinç de var mı? Belki daha ötesi de sorulmalıdır: Toplumlar ortak bir bilinçle tavır alırlar mı? Toplumsal katmanların davranışlarının, tercihlerinin altında ortak bir bilinç yatar mı? Günümüz toplumlarından, son 20-30 yılın toplumlarından bahsediyorsak solun, solcunun arzuladığı tepkileri göstermeyen modern toplumlar, ölümcül bir bellek yitiminden, iflah olmaz bir akıl tutulmasından mı muzdariptir? Toplumları köklü değişimlere götürecek özne ortadan kalkmış mıdır? Özne potansiyel olarak vardır da gerçeklik olarak dağılmış ya da etkisizleşmiş midir? Toplumlar toplumsal öznelerin yön veremeyeceği, müdahale edemeyeceği kadar kapalı, kendi içinde yasallıkları bulunan yapılara mı dönüşmüştür?
Aslında daha basit bir soru asıl merak edilenin sorgulanmasını sağlayabilir: Ekim Devrimi ve Küba devrimi dışında on yıllardır neden devrim olmamaktadır? Daha da temel düzeyde, içimizden geldiği gibi sorarsak “Ne olmaktadır ya da ne olmamaktadır da proletarya burjuvaziyi bir kez daha altedememektedir?”
Tüm bu sorular bizi bilinç sorununun tam da önüne götürmektedir.